top of page

Başarı sürdürülebilir bir yaşam politikası olmalı!

  • Yazarın fotoğrafı: Saara Yılmaz
    Saara Yılmaz
  • 6 Ara 2020
  • 3 dakikada okunur

Başarı, çağımızın yükselen değeri; ancak insan aynı ivmeyle gelişemiyor. Demek ki değişim ve gelişimde hız, marifet değil; dengeleri alt üst eden bir faktör. Gelenekten hızlı kopuş, edinilmiş tecrübeleri etkisiz eleman haline getiriyor. Oysa o tecrübeler, uygulanabilirliği yüksek olanlardan geriye kalanlar.


Yeni normallere, eski yol haritaları yetmiyor. Özgürlük ile disiplin; yenilik ile gelenek; emek ile teknoloji; yetenek ile çabanın tanımı revize ediliyor. Çabasız başarıyı öven bir topluma, emek karşılığı başarıyı övmeyi öğretebilirsek, ideale ulaşacağız.


Bülent Eczacıbaşı’nın başarılı çocuk yetiştirmeye ilişkin öyle öz tesbitleri var ki... “ Üst düzey eğitimin önemine inanmak; ama diplomayla hiçbir şeyin bitmeyeceğini bilmek. Bir alanda uzmanlaşmak; ama genel kültür sahibi olmanın önemini de anlamak. Kendine güvenmek; ama kendini başka insanlardan üstün görmemek. Azimli ve başarılı olmak; ama şükretmesini ve yetinmesini de bilmek. Yaptığı işi ciddiye almak; ama kendini çok fazla ciddiye almamak. “


Yine Özdemir Asaf diyor ki: “ Okulda anladıkça başaracaksın. Yaşamda başardıkça anlayacaksın. “ Başarının nasıl edinileceği teknik İster. İstekle başlar; teknikle sonuç alırsınız! Peki istek için ne gerek? Sadece eyleme geçmek gerek; en azından ilgilenmeye başlamak gerek; bunun için merak gerek.


Siz kendiniz için bir şeyler yapmaya başladıktan sonra birileri de mutlaka size, yolunuzda eşlik edecektir. Efsane Koç John Wooden’ın çocuğuna mektubundan alıntılar aktarmak isterim. “ ... Kazanmanı çok isterim. Kendin için; çünkü kazanmak çok güzeldir... Sanki dünyalar senin olur. Ancak bu his geçicidir. Geriye kalan öğrendiklerindir. Öğrendiklerin ise hayattır. Spor da hayat gibidir. Hayat da bir oyun... Her şey oyunun içindedir. Belki kahraman olursun, belki sıradan; mesele bu değil. Hayat ölümüne ciddi.. Ciddi işlerde, elinden geleni yapacaksın. Her ne gelirse önüne kabullenip koşacaksın. Kazanmak, elbette eğlencelidir; ancak mesele kazanmak da değil. Mesele, kazanmayı istemek, mesele gevşememek, mesele kimseyi kırmamak. Kazanmak için oyna; şampiyon gibi kaybet! Önemli olan kendine bir şans vermek. “ Üniversitelerce incelenen yöntemleri, on iki yılda, on kere kazanmasının sonucu idi. “Başarı tesadüf değil.” sözünü iki farklı kültürden ve iş alanından doğrulayabiliyoruz. O kadar çok örnek var ve ortak değerler öyle benzer ki..


Bir şey daha var ki; buna Amazon’un kurucusunun annesinin tutumu örnek. Sadece on yedi yaşındaki bir anne Jeff Bezos.. “ Bu küçük yaratıkların, kim olduklarını ve ne yapacaklarını çok merak ediyordum. Onların güçlü tutkularının bizi yönlendirmesine izin verdim. Onların keyif aldıkları şeye derinlemesine dalmalarını sağlamanın sorumluluğum olduğuna inandım.”


Neyi desteklemek, neyi sınırlandırmak gerektiğini doğru tespit edebilmek; anne babanın başarı beklentisi, çocuğun başarı düzeyini yükseltiyor. Teori, teknik, tecrübe, yerinde merkeze alınırsa; ağırlık tekniğe verilirse başarı kaçınılmaz. Başarı tanımımız da doğru olmalı. Bulunduğumuz yerden ileriye yol almak gibi.. Tabi bütünsel bakış açısı ile değerlendirmeli ki; başarıdan söz edilebilsin.


Yaşam amacını belirleyebilmiş; bunun için önce kendini ve dış dünyayı sorgulamış; öğrendiklerini birbiri ile entegre edebilmiş; yaşam amacına ulaştıracak, mesleğini belirleyebilmiş; onurlu bir yaşam sürdürmek için sorumluluklarını üstlenmiş; birey olma bilinci ile toplumun parçası olabilmiş; aidiyet duygusu beslenmiş; yerinde saymamış kişi başarmış demektir. Hayat yolcusu iseniniz; başarı, sürdürülebilir bir yaşam politikası olmalı. İnsanın hayatla bağı, başarma arzusudur. Arzunuzu yitirmeyin ki; yolunuz uzun olsun. Kestirme yollar arayanlara sözümdür; kısa yollarla başarma iddiaları olanlar, kalan ömürleri ile ilgili hangi öyküyü yazmışlar? Durağanlık, yaşarken öldürmüş; gerçekten ölüme yürümüş; hayat yolcularını öldürmüş; müş müş... içinizde çiçekler açtıran insanları izleyin.. Hepsinin bir yaşam amacı var; rekabeti kendi ile. Sözleri ile, ilgisi ile, şaibeli durumlar oluşturmayan güvenilir insanlar, insanları birbirine kırdırmıyor; haddini aşmıyor; çerçevesini çiziyor; kendini yükseltmek için insanı basamak yapmıyor; insanı törpülemiyor; kimsenin olayını didikleyip insana kendini kötü hissettirmiyor; yem atıp, dökülsün diye beklemiyor. Başarı, kalite ister; estetik bir algı ister; muhatabının aklını kestiremeyen, aklı az uyanıkların cehenneminden kurtulmak ister. Kurtulmak mı istiyorsunuz? Daha da başarılı olun!..

Comments


DÜŞÜNCELERİNİZİ BENİMLE PAYLAŞABİLİRSİNİZ

Thanks for submitting!

© 2023 by Train of Thoughts. Proudly created with Wix.com

bottom of page