Eğitim öğretim de yeni dünya düzenine hazırlanıyor!
- Saara Yılmaz
- 8 Ara 2020
- 3 dakikada okunur
Matematiğe her çocuğu maruz bırakmayın diyen ünlü eğitim bilimciler, ünlü kişisel gelişimciler var! Dünyayı yönetenlerin çocuklarının gittiği okulun eğitim sistemini, gelişmekte olan ülkenin eğitim sistemi yapma rüyasını taşıyanlar var. Bir insanın hayatta kalma; özgürlük alanını belirleyebilme; iletişim becerilerini geliştirebilme; mantık ve önermelerle kritik etme yeteneğini, analitik düşünebilme yeteneğini kazanabilmesi sizce nasıl olur?
Sizce matematikle, istatistik bilgisini almamış bir insanın virüsün insan yoğunluğu olan yerlerde yayıldığını anlaması mümkün mü? Her insanın aynı virüsü, belki değişime uğrayan halini, birden fazla insandan alacağı ihtimali ile o insanın bağışıklığının, kaç farklı şey ile mücadele edeceğini düşünmesi de matematik bilgisi ile değil mi? Bırakın popüler söylemlerle, seçkin okullara giderek sahip olabileceğiniz bilgileri. Eğitim nedir, ne değildir; bir insanın eğitimi nedir, ne değildir, bilmek bu kadar zor değil. İnsan eğitim öğretimi hayatta var olabilme yeteneği ile paralel alır; siz verirsiniz; alamadığını varsayarak mahrum bırakamazsınız. Kimi beş alır, kimi bir; ancak mantığını alır, bilgiyi kullanma, strateji yürütme, üretme kabiliyetince ürün ortaya koyabilir; bu hakkını elinden alamazsınız.
Ortaokul ve lise dönemlerinde bir öğrencinin bilgiyi kullanma becerisinde farklar gelişir. Ben demiyorum ki her öğrenciye en zor problemleri dayayalım; sınıfta kalsın, hayatı cehenneme dönsün; daha başarılı olacağı derse vakti kalmasın... Her ülkenin nüfusu ile orantılı doğru yolu var. Finlandiya son olarak derslerle değil; çağlarla kategorize ederek; dönemlerle eğitimi tanıttı. Matematiği, coğrafyayı, fiziği, kimyayı, dili, tarihi süreci ile öğretmek istiyor. Neyi kim bulmuş, hangi coğrafyada, hangi tarihte, hangi koşullar ve ihtiyaçlar nedeniyle bulmuş?.. Finlandiya bütünsel bir eğitimi yeniden şekillendirmek istiyor. Bir okul forması, kominist bir yönetimde dert olmayabilir; ancak başarısız kapitalist bir düzende sorun olur. Toplumun saygınlığı nasıl algıladığı, parayı nasıl algıladığı, itibar ve saygınlığın tanımı, her iş koluna ihtiyaç ve insanların birbirinin katma değerine, ürettiği faydaya ihtiyaç ve ona saygısının anlamı yeniden çerçevelenmeli. O zaman kimse alamadığı puanın arkasından acı ile bakmayacak. Zaten başaramayacağını düşünerek çalışmayı bırakmayacak.
Sadece yap! Slogan bu olmalı. Merak, öğrencileri yönlendirir. Umut, öğrencilere hayal kurdurur; bilinç ise hedef koydurur. Öğrencilerin çalışkanlıkları, dayanıklılıkları, küçük hedefleri gerçekleştirerek; asıl hedefe güç bulmalarını sağlar. Ancak önce eğitimin ve sonuçlarının bilincine varmalarını, “...ben kimim.” sorusu ile kendi keşiflerini yapmalarını sağlamalıyız. Sınavlar, bu ülke için gerekli; ancak istenen bilgi mi; yorum mu? Eğitim, bu soruya göre şekillenmeli. Herkes her şeyin mantığını istiyorsa öğrensin; mahrum kalmasın; ancak sınav soruları, eğitim öğretimin amacı ile örtüşsün. Çocukların AQ, EQ, IQ sunu geliştirebileceği bir eğitim öğretim politikamız olsun. Okul, dershane, danışman yine de yetmiyor. Düşünmek değerli bir eylem; düşünmeyi öğretin; buna zaman bırakın; çocukların münazara kabiliyetlerini geliştirin. Siyah ve beyaz yerine gri ile bir şeyi tanımlayabilsinler. Aynı anda bir şeyin siyah ve beyaz barındırdığını; her bir tercihin vazgeçmek olduğunu öğrensinler. Algı çok önemli; bir şeye yüklediğin anlam, o şeyi gerçekte öyle yapmaz; öğretin! Ülke imkanları elverse idi o ünlü eğitim modellerini uygulayabilirdik. Sistemimizi revize etmek bu kadar zor değil. Varolan sisteme insan gerek; değerler gerek; çalışkan bir ruh gerek.
İnsanlara eğitimin mantığını vermez iseniz; karar alma mekanizmaları çalışmaz. Nedenini bilmeden uygulayamayan bütünsellere komut işlemez. “Matematik herkese gerekmez. “ fikri, insanın komutla hareketini isteyenin, insan robot olmasını isteyenlerin fikri olabilir! ‘Yeni Dünya Düzeni’ İfadesini duyar olduk. Farkında iseniz; insanların ihtiyaçları ve ona ulaşma biçimleri değişiyor. Çinli bir şirketin, bu değişimin sonuçlarından karlı çıkması; ABD’nin gelecekteki para politikasına uygun sonuçlar; Çin’e borçlu ülkelerin borçlarının ertelenmesi, kripto paralar ile dünyanın şirket gibi yönetilebilmesi fikri; 5G’ye geçilmesinin sonuçları ve daha çok varyasyon... Sizce hayal edilen ile; olan arasındaki yaklaşmanın süreci çok mu tesadüf?
Matematiksiz, tarih mi olur; coğrafya mı olur; girişimcilik mi olur; ev ekonomisi mi olur; siyaset mi olur; stratejist mi olur; inşaat işçiliği mi olur; kimya mı olur; fizik mi olur; kreş eğitimi mi olur? Olur; robot çağında olur... Bu kadar hıza insanlığın ihtiyacı yok; tabi kökten değişime gidilmeyecekse... Bir dil uzmanının, matematiğe herkesin ihtiyacı olmadığını düşünmesi onu haklı mı yapar? Harvard’a gidip; Stanford’a gidip; Cambridge’e gidip bu kadar cahil kalmayın; sizler de bu etiketlerin peşinden koşarken; analitik düşünün; kritik yapın.
Commentaires